18 Ağustos 2013 Pazar

Alışveriş | Yazlık Ürünler

      Yazın en çok sevdiğim yanı artık ellerimiz ve ayaklarımız özgürlüğe kavuştuğu için rengarenk ojeler sürmek. Çok çabuk sıkılan bir insan olduğum için her yaz değişik marka ve değişik renkte ojeler deniyorum ve bu yazın sonuna gelirken favorim olan ürünleri paylaşmak istedim.

      Watsons oldum olası en sevdiğim kozmetik zinciri olduğu için sık sık hem ithal ettiği hem de kendi üretimi olan ürünleri korkmadan deniyorum. Rimmel bu markalar arasında başı çekiyor ve ojeleri tek kelimeyle harika! Hep son dakika aceleyle sürdüğüm için kısa sürede kuruması önemli benim için ojelerin ve 60 Seconds bana bu özelliği tam anlamıyla veriyor. Fotoğraftaki renklerin hepsine bayılıyorum ve hepsi çok kolay sürülüp temizlenebiliyor ama malesef simli olan hariç :(  Çok kolay sürülmesine rağmen çıkarmak ölüm oldu bana o yüzden sadece özel günlerde sürüyorum günlük kullanmak yerine.


     Yıllardır Maybeline rimel kullanıyorum muhtemelen her rengini denemişimdir ama bu lacivert olanı tek geçerim. İnanılmaz bir volüm veriyor kirpiklere ve kolay kolay da suyla çıkmıyor o yüzden yaz için ideal bana göre.


      Ve son olarak '' I love '' dudak parlatıcımın muhteşem bir çilek kokusu olduğunu ve günlük kullanım için çok harika olduğunu çünkü yapış yapış his vermediğini söyleyerek bu kozmetik konusunu şimdilik kapatıyorum :)

13 Ağustos 2013 Salı

Denizli Kebabı

      Bayram nedeniyle memleketimde olduğum artık sır değil :) Hazır buradayken ne zamandır yapmak istediğim şeylerden biri olan yerel lezzetleri tatmaya gittim sevgili annemle. İlk olarak geçen gün de televizyonda ilk defa duyduğum Denizli kebabını denemek istedim ve resmen tadı damağımda kaldı, bir daha ne zaman yiyebilirim diye düşünmeye başladım. Yıllar önce topluca gittiğimiz bir piknikte kuzu tandır olarak yediğim kebap burada daha güzel servis ediliyor ve çok daha lezzetli bence. Biz az yağlı söyledik kendimize ancak bol yağlısı makbulmüş. Tandırda pişirilmiş kuzu etiyle beraber tereyağlı pide ve söğüş domates-soğan servis ediliyor. Sipariş verme gibi bir durum yok çünkü zaten lokantalarda sadece tek çeşit var ve akşam olmadan bitince her yer kapanıyor, yani yemek isteyenler öğle saatlerinde giderse sadece umduğunu bulabilir. Kebabımız geldiğinde alışkanlık olarak ilk çatal bıçak aradım ancak bulamadım, daha sonra bu kebabın sadece elle yendiğini öğrendim ve yağ içinde kalmayı göze alarak daldım mis gibi kokan ve yumuşacık kuzu etine :) Gerçekten çok lezzetliydi ve denizliden yolu geçen herkese bu nefis lezzeti tatmalarını öneriyorum. ( Tabi ki öğlen böyle bir yemekten sonra akşam yemek yerine hafif bir şeyler yedik daha fazla diyeti bozmamak için )




7 Ağustos 2013 Çarşamba

Mutlu Bayramlar :)




      Herkesin bayram heyecanı başkadır bana göre, kimisi kısacık bir tatil için sevinir, kimisi ailesini göreceği için. Bu bayram ben ailesini görenlerden oldum ve memleketime geldim dün itibariyle :) Evler temizlendi, mis gibi tatlılar yapıldı ve bayram beklenmeye başlandı bizim evimizde. Umarım bu bayram neşesi son günlerdeki kötü olayların acsını unutturmasa da biraz olsun azaltır. Hepinizin ramazan bayramını kutlar ve çok güzel, bol şekerli, mutlu bir bayram geçirmenizi dilerim :)

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Çelişkiler Çelişkiler

      Bu aralar içimde çok fazla çatışma var. Ben aslında kimim? Hayattan ne bekliyorum? Acaba istediğim hayatı mı yaşıyorum? Nelerden zevk alıyorum? soruları kafamda dönüp duruyor uzun zamandır. Etrafımdaki insanlara bakıyorum, kendime tek alabildiğim örnek içlerinden kardeşim olması da üstüne tuz biber oluyor. Sanıyorum mali çöküntümüz, kilolarıma olan takıntım ve okulun uzaması birleşince beni böyle çelişkilere sürükledi son zamanlarda. Bundan 5 sene önce kurduğum hayallerle şu anda yaşadığım hayatın birbirinden çok farklı noktalarda olması, kendimi çoğu konuda yetersiz görmem ve potansiyelimi harcadığımı düşünmemin çok etkisi oluyor. Ayrıca neden bilmiyorum bir yaşlanma korkusu aldı başını gidiyor, 23. yaşımı daha yeni doldurduğum halde sanki hayatımın en verimli zamanları sona ermiş, bu yaştan sonra tek yapabileceğim bir iş bulup evlenip çocuk doğurmak diye düşünmeye başladım. Şöyle bir silkinip kendime gelmem için artık denize girmeye ve tatil yapmaya ihtiyacım var sanırım. İstanbul bana kendimi çok bunalmış hissettiriyor, ya da ben kendimi sürekli diğerleriyle kıyasladığım için evde oturmayı sevmem ya da kedilerle koyun koyuna uyumaya bayılmam anormal geliyor, kendimi olması gerekenin dışında hissediyorum. Benim farklı olduğumu kabullenmem ve farklı olduğum için kendimle gurur duymam gerekirken bu ruh halinde sıkışıp kaldım. Kurtulmak için can atıyorum...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...