19 Mayıs 2013 Pazar

Torunlarımız doğdu :)

      Dün akşam hiç aklımızda yokken Bıdık Hanım doğuma başladı.Evde tek başımaydım ve gerçekten çok panik oldum internetten tüm öğrendiğim bilgiler kafama üşüştü bir anda ve o panikle onu doğum yatağına koyup masaj yapmaya başladım.1 saat içinde sevgilim de geldi ve ortamda panik olan toplam canlı sayısı üçe yükseldi :) 2 saat boyunca sancılandı,miyavladı ıkındı ama bir türlü ilk yavru gelmedi.Tam umudu kesmişken bir anda çıktı ilk torunumuz :) Bıdık'ın da ilk doğumu olduğu için çok acemiydi,göbek bağını bile biz kestik makasla çok panik olunca o da.Diğer yavrular hiç anlamadan kaşla göz arasında sessizce çıktı hemen.Yaklaşık 1 saat içinde 3 yavrumuz oldu ve şu anda cok cok emiyorlar annelerini :)

      Gerçekten çok stresli ve çok zor bir durummuş insanın kedisinin doğurması.O acı çekerken ben de çektim,o ıkınırken farkında olmadan ben de ıkınıyormuşum o kadar empati kurdum yani :) yavrular nefes alıyor mu yaşıyor mu emiyor mu diye düşünmekten uyuyamadık dün.Ama allaha şükür hepsi çok sağlıklılar şu anda ama yavrular sahiplenildiği gibi Bıdık kısırlaştırılmaya gidecek,bir daha bu stresi kaldırabilir miyim bilmiyorum :) Bu arada sarman olan 1. zenci olan 2. beşiktaşlı da 3. doğan yavru.
     






17 Mayıs 2013 Cuma

Mayfest 2013

      Son bir haftadır sürekli bir koşuşturma halindeyim.Dersler sınavlar kedimiz Bıdık'ın doğumuna az kalması,en yakın arkadaşımın kedisinin ise doğurması derken hiç gezip tozamadığımı farkettim ve doğum günüm olmasından da feyz alarak dün okulumun şenliklerine katıldım :) etkinlik son anda planlanmasına rağmen çok güzeldi ve bol bol eğlendik.Sıra gecesinde yediğimiz çiğköfteler ve sevgilimin bir tekirdağlı olarak 3 yıldan beri ilk defa roman havası oynaması favorimdi tabi ki.Kalabalıktan ve sürekli yer değiştirmemizden dolayı çok fotoğraf çekemedik,hele ki Gökçe konserine dair bir tek fotoğrafımızın bile olmaması beni çok üzdü.Annemin bana doğum günü hediyesi olarak alıp yolladığı gömleğimi ilk defa dün giydim,boyuna çizgili olması ve siyah beyaz olması bir nebze de olsa kilolarımı sakladı diye düşünüyorum,siz ne dersiniz yakışmış mı?





      Sevgilim ortamdan nefret edermiş gibi görünse de son fotoğrafta aslında kendisi de gayet eğlendi yanlış anlaşılma olmasın :) Gökçe'nin şarkılarında çok eğlensek de kendi hali mi yoksa içip de mi gelmiş çözemediğimiz konuşmaları ve gülüşleri beni benden aldı resmen,sadece şarkısını söyleyip sahneden inse sanıyorum daha karizmatik olabilirdi.

      En yakın arkadaşımın kedisinin doğumuysa tam da benim doğum günümün başlangıcına geldiği için hem pasta kesip hem heyecanlandık :) Çok güzel 4 minik yavrusu oldu,anne oldu.2. yavrudan sonra heyecandan tabi ki yine fotoğraf çekmeyi unutmuşum,( bu aralar hep unutuyorum zaten ) o yüzden iki minik yavrumuz ve bir minik annemizin halini gösterebilirim sadece.


      Böyle yoğun bir hafta geçirdim, önümüzdeki hafta finallerim başlamadan son bir kere güzelce gezip yiyip içmek istiyorum umarım başarabilirim :)

 ( Unutmadan : Gömlek // LCW  Güneş Gözlüğü // Ray ban Wayfarer  Küpeler // Koton )

9 Mayıs 2013 Perşembe

Diziler Candır

      Geçtiğimiz 2 sene boyunca filmlerden çok sıkılıp yabancı dizilere iyice sardım.Televizyon kültürüm zaten pek yoktu ama artık hiç kalmadı bu yüzden. Evde oturmayı da çok seven bir insan olduğum için elime kahvemi alıp üstüme battaniyemi örtüp bilgisayarımda mis gibi dizilerimi izleyeme bayılıyorum. Etrafımda da pek benden başka izleyen olmadığı için sürekli beğendiğim dizileri sağa sola öneriyorum, artık burada da paylaşmanın zamanı geldi diye düşünüyorum, belki beğenir de siz izlersiniz :)

      1. White Collar



      Matt Bomer'in Christian Grey'i oynaması söz konusu olunca diziye ve oyunculuğuna bir bakmak için pilot bölümünü indirdim ve bayıldım diziye.Konusu sanat eseri sahteciliği yüzünden hapse düşmüş bir adam ve onu hapse atan FBI polisinin birlikte çalışmalarını anlatıyor ama gerçekten çok sürükleyici ilerliyor her bölüm bittiğinde diğerini açmadan duramıyorum resmen.

      2. Pretty Litte Liars



      Bu dizi hayatımı üzerine kurduğum ve başlamasını gün sayarak beklediğim tek dizi diyebilirim.Lise çağındaki dört arkadaşın en yakın arkadaşlarından birinin öldürülmesi ve katilinin asla bulunamamasıyla başladı ve şu an çok ileri raddelere geldi olaylar.Liseli diye küçümsemeyin gerçekten çok sürükleyici ve insanı şoklara sokan bir dizi.

      3. The Mentalist



      Mentalist insanı en kötü gününde bile gülümseten ama ne hikmetse çok ağır bir polisiye ( cinayetler içinde kol geziyor hatta ) dizi. Başrolde Simon Baker olması beni cezbetti ve muhteşem bir oyunculuğu olduğunu bu dizi sayesinde anladım. Kesinlikle tavsiye ederim.

      4. Person of Interest



      Amerika'nın 11 eylül saldırısından sonra terörist eylemlerden korunmak için tüm ülkedeki kameralar telefonlar bilgisayarlar ve aklınıza gelen her türlü elektronik cihazın kullanımını birleştiren bir makine aslında konusu. Bu makine terörist saldırılar olmadan önce tüm bu verileri birleştirip haber veriyor ve devlet de saldırıyı engelleyebiliyor. İnanılmaz ilginç ve gizemli bir dizi. Bir izleyen bırakamaz öyle söyliyim :)

      5. New Girl



      6 yıllık sevgilisinden ayrıldıktan sonra 3 erkek ev arkadaşıyla yaşamaya başlayan bir kız ve yaşadıkları evde olan komik olayları anlatıyor ama dehşet komik, insana evi inleticek kahkahalar attıran bir dizi. Başroldeki kız 500 Days of Summer filminden bildiğimiz Zooey Deschanel olduğu için sırf onun tatlılığından bile izlenebilir.

      Şu anda sadece bu kadarını yazabiliyorum, eğer bütün izlediğim dizileri yazarsam sanırım 10 dakika boyunca sayfayı aşağı indirerek okumanız gerekebilir. Ama çoğu amerikan yapımı diziyi izlediğim için merak ettiğiniz, başlamayı düşündüğünüz dizi olursa sorabilirisiniz tabi ki :)



7 Mayıs 2013 Salı

Gezi | Tekrar Ler'a Fresca

      Geçtiğimiz hafta sonu babam beni ziyarete geldiği ve pazartesi sabahın köründe sınavım olduğu için bu aralar malesef pek bir atraksiyon olmadı hayatımda :) Evime kavuşmanın ve ayaklarımı uzatıp televizyon seyretmenin keyfine dalmış durumdayım dün akşamdan beri.

      Tekrar gezip tozmayı iple çekiyorum ancak bu arada da o kadar boş durmadım ve yeni keşfettiğim Ler'a Fresca'ya gittim cuma akşamüzeri.Dondurmalarının çok lezzetli olduğunu biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum gerçekten.Waffle yedim ortaköyden dönerken içimde kaldığı için ve tek kelimeyle bayıldım.Ben antep fıstıklı, ''sarelle''li ve mangolu dondurmayı seçtim ve önüme kocaman üç topla geldi waffle'ım.Sevgilim klasik bir insan olduğu için americano içti ve çilekliyle limonlu dondurmayı karıştırıp yedi.Ben burada dondurma yedikten sonra acaba diğer yediklerim neydi diye düşündüm resmen :) o kadar lezzetli ki kesinlikle okuluma da yakın olduğu için haftada bir kere gidip yemeyi düşünüyorum artık, bağımlısı oldum diyebilirim.




      İkinci olarak bugün ben okuldayken evimize belediyeden gelmişler ve bir anket yapmışlar.Karşılığında çok tatlı bir türk kahvesi seti vermişler eve geldiğimde bayıldım.İki tane fincanı ve tabağıyla küçük bir paket türk kahvesi var setin içinde.Fincanlarının üzerindeki istanbul silüetini ve büyük fincan olmasını çok beğendim.Buradan belediyemize teşekkür ediyorum evimizde en sonunda sevdiğim bir çift kahve fincanı olmasına yardımcı oldukları için :)


      Tabi ki yemekten sonra türk kahvemizi yapıp yeni fincanlarımızı denemeliydik :)


1 Mayıs 2013 Çarşamba

Gezi | Türk Kahvesi

      Türk kahvesini normalde çok arayan biri değilim aslında, ama güzel yapan yer oldu mu hele de muhabbetle içmeye bayılırım.Bugün sevgilimin türk kahvesi hakkında haber yapmak için fotoğraf çekmesine de bu yüzden çok sevindim.Kim güzel güneşli bir havada bu şansı kaçırır ki :) Bize lazım olan tüm fotoğrafları çektik bu arada da ben ilk defa közde damla sakızlı türk kahvesi içtim çok beğendim, daha önce yurtta oda arkadaşım izmirden getirirdi ilk defa istanbula geldiğimde içmiştim ve çok beğenmiştim ama daha sonra aldıklarımdan veya dışarda içtiklerimden pek keyif aldığım söylenemez.Bugün bu önyargım kırıldı, demek ki dışarda da güzel yapanı varmış :)








      Kahvenin yapılışını çekerken hem mekan sahiplerinin hem de çevredeki turistlerin ilgi odağı olduk resmen :) Yanında verilen fıstıklı lokum ilk içtiğimiz yerde çok taze olmasa da közde kahve yapan yerde gayet taze ve lezzetliydi o yüzden artı puan verdim kendimce.Eğer türk kahvesi seviyorsanız Kadıköyde Serasker sokağa uğramanızı tavsiye ederim özellikle Niyazi Bey'in Türk Kahvesi gerçekten güzeldi hem sunum hem de lezzet olarak.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...