24 Aralık 2012 Pazartesi

Kış Gezmeleri

Bu aralar havaların soğumasına rağmen inanılmaz dışarı çıkıyorum.Bütün yaz sıcaktan eve oturmanın acısını çıkardım diyebilirim.Uzun zamandır gitmediğim taksime 2 haftadır sürekli gitmem de bu gezintilere dahil.Artık istiklalde bizim diyebileceğim bir kafemizin olması - by pello - soğuktan donarken gidip bedavaya sıcacık çay içebilmemiz harika oldu.

Her ne kadar ders için de olsa kitap okumak benim için baş uğraş olduğundan verilen ödeve hiç gocunmadan kitap bakmaya gittik geçen gün de.İstanbul kitapçısının yanından bin kere geçip de hiç daha önce farketmemiş olmama rağmen tarifle çok rahat buldum.( kocaman istanbul belediyesi yazıyor her tarafında bulmamak imkansız ) İstanbulla ilgili bir kitap seçmek zorunda olduğumuz ve bu kitapçıya gitmek zorunda kaldığımız için mutsuz bir şekilde girdim içeri,şimdi iğrenç sıkıcı kitapların içinden nasıl seçerim diye.Ama istanbulla ilgili gerçekten çok mükemmel kitaplar vardı,en az 10 kitapta aklım kaldı resmen.Hem bir hafta içinde okumam gerektiği hem de çıktığından beri merak ettiğim için Sultanı Öldürmek - Ahmet Ümit ' i seçtim.Henüz diğer kitabımı bitirmediğim için başlayamadım ama derste hocanın takıntılı olduğu fatih sultan mehmet tarihini işlediği için kafadan bir A yazdım kendime ortalamada.


Tekrar istiklalden yukarı çıkarken kendimize de birer bere aldık kulaklarımız donunca.İsteyip de bulamadığım ressam tarzı bereyi,tarif etmeyi bir türlü beceremesem de bulduğuma cidden sevindim.Bu kış atkı-bere-eldiven üçlüsünden yana pek şansım yok asla istediğimi bulamıyorum,bereyi bulduk şimdi sıra atkıyı eldiveni uydurup bulmakta.Önerilere açığım.

22 Aralık 2012 Cumartesi

Gossip Girl






Kitabını ilk okuduğumdan beri hayatımda kocaman yer kaplayan bir diziyi dün gece bitirdim.
Son sezonu,hatta son 2 sezonu ne kadar saçmalamış olsa da finalde inanılmaz bir vuruş yaptı ve ağzım açık izledim diyebilirim.
Dan'e halil sezai desek de nedense birden gözümde bir karizmalandı son bölümdeki haliyle,sanırım gossip girl olmasının bunda etkisi çok.
Blair ve Chuck'ın çocuğu beni benden aldı hatta,nasıl buldunuz o çocuğu resmen küçük bir Chuck,takım elbisesi olsun mendili olsun muhteşem tatlıydı.
Jenny'nin yıllarca dizide olmadığını ve ona olan özlemim düşünülürse final bölümünde-her ne kadar boyu 2 metre gibi görünse de- ortaya çıkması harikaydı.

İçim çok sızladı,aman nolcak zaten çok kötüydü son bölümler,bitsin de kurtulalım derken gerçekten başıma gelince,bitmesi çok koydu diyebilirim.
Ben liseliyken onlar da liseliydi,üniversiteli oldular ben de oldum ve şimdi bitince ne yapabilirim şaşırdım açıkçası.
Küçümsesek de dolaylı da olsa bize yol gösteriyorlardı bir nevi..

Gossip Girl -gg- bitsen de kalbimizdesin.
Şu an en baştan diziye başladığım ve 1. sezonun ortalarına 1 günde geldiğim de doğrudur :)
Yavaş yavaş izlemeye çalışsam da şu ilk sezon nasıl inanılmaz bir sezonmuş onu da hatırladım o yüzden,
sanıyorum ki yılbaşı geçesi bu gidişle finali tekrar izleyeceğim..

Metamorfoz



Bu aralar sürekli bir şeyler başarabilmenin,yapabilmenin haklı gururu içindeyim.
Geçen sene neredeyse altında kaldığım o ölü toprağını atmak ve silkelenip kendime gelmek sanırım verdiğim en iyi karardı.
Sadece 3 ay geçmesine rağmen bu süre zarfında hem okula gitmek,hem uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımı görmek hayata bakışımı resmen tazeledi.
Boş gezmenin,hazırdan para yemenin ne kadar rahat olduğunu düşünürken aslında bir amaç uğruna çalışmanın nasıl bir lütuf olduğunu gözden kaçırmışım.
Ani ama kesin bir kararla verdiğim 12 kilonun beni nasıl etkilediğini görmek şaşırtıcı,sadece kilo değilmiş demek ki yüklerimi de atmışım sırtımdan.
Koca bir senemi heba etmek aslında bana haytta neleri kaçırdığımı,nasıl yaşamam gerektiğini,zamanın ne kadar önemli olduğunu ve geride kalmanın nasıl bir his olduğunu
tokat gibi çarptı resmen yüzüme.

Bugün 22 yaşında olduğumu ve asla bir daha bu yaşı tekrar yaşamayacağımı gösterdi.
İnsanın bir amacı olmasının ve bu amaç uğruna ilerlemesinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
Hiç bir şeyi ertelememenin bana neler kazandırdığını gösterdi.
Elimdekine şükretmeden nasıl mutlu olamayacağımı gösterdi.Şükretmeyi gösterdi.
Düşüncenin aslında ne kadar yer kapladığını,inanç olmadan başarı olmayacağını gösterdi.

Bütün bu gerçekler beni düşünmeye ve aslında ömrümü nasıl geçirmek istediğime karar vermeye itti beni.
Ve en sonunda bunca zaman kendime itiraf edemediğimin ne olduğunu anladım,dünyayı değiştirmek ve iz bırakmak istiyorum ben.
Sıradanlıktan kaçıp farklı olmak istiyorum..

18.12.2012 / İstanbul
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...